70'lerinde bir adamın, minibüste size ısrarla yer vermeye çalıştığı, "iki Battalgazi ne kadardı?" diye seslendiğinizde önden tanımadığınız birinin "ben sizinkileri ödedim" dediği, su almak için girdiğiniz bakkalın "burada mı içeceksiniz, bir yere mi götüreceksin, burada içecekseniz boşuna para vermeyin, ben size dolaptan su veririm" dediği, dolmuşta tanıştığınız adamın "misafirimizsiniz" diye işi gücü bırakıp kervansaray gezdirdiği bir memleket Malatya.
ESKİ MALATYA
Malatya'nın ilk merkezi olan ve Eski
Malatya olarak da bilinen Battalgazi'de, Selçuklu döneminden kalma
pek çok cami, kervansaray ve hamam bulunuyor. Karakaya Barajı sınırındaki
ilçede bulunan önemli yapılardan birisi Silahtar
Mustafa Paşa Kervansarayı. Battalgazi ilçesinin girişinde bulunan
Kervansaray IV. Murat Han’ın silahtarı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış.
Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde ‘’En
güzeli Sultan Murad Han’ın makbul veziri Silahtar Mustafa Paşa hanıdır"
diye bahsettiği hanın, 170 odası bulunuyor.
Kesme taştan yapılmış kervansarayın
restorasyonu 2010 yılında tamamlanmış. Bu güzelim bina restore edilmeye edilmiş
ama bu sırada pek çok özelliğini de yitirmiş. Duvarların sıvayla kaplandığı
yetmezmiş gibi bu tarihi dokuya hiç uymayan havalandırma panelleri de
yerleştirilmiş.
İpek
Yolu üzerinde bulunan bu hanın ticari olduğu kadar askeri önemi de bulunuyor. Temelinde
200 bin kazık çakılı olduğu söylenen Silahtar Hanı'nın biri taç kapı diğeri de
Alacakapı Mescidi avlusunda olmak üzere, 1637-1638 tarihli, iki kitabesi
bulunuyor.
Battalgazi'de sadece tarihi yapılar değil 84 ev ve 500 metre uzunluktaki sokak da restore edilmiş. Malatya Valiliği, Battalgazi Kaymakamlığı, İnönü Üniversitesi, Malatya İl Özel İdaresi, Mimarlar Odası ve Battalgazi Belediyesi iş birliğiyle restore edilen ve araç trafiğine kapatılan bu sokaklardan birinin adı Çukurpınar.
Eski Malatya Surları Ve Kalesi de Malatya'nın
ilk kuruluş yeri olan Aslantepe'de bulunuyor. Malatya’nın ilk surlarını Roma
İmparatoru Trajanus yaptırmış. Roma-Bizans-Sasani-Arap mücadelelerinde önemli
tahribatlara maruz kalan surlar, Osmanlı devrinden itibaren savunma özelliğini
kaybetmiş ve özellikle 19. yüzyılda büyük ölçüde yıkılmış. Bölgenin Türk
hakimiyetine geçtiği dönemdeyse Malatya surlarının çok zayıf kaldığı, 1057
yılında Kemah, Arapkir üzerinden Malatya’ya ulaşan Türklerin şehri kolaylıkla
ele geçirdiği söyleniyor. Malatya surlarının beşi doğuda, biri kuzeyde, biri
batıda, dördü güneyde olmak üzere 11 kapısı bulunuyor.
Battalgazi ilçesinde yer alan Ulu Camii Anadolu Selçuklu hükümdarı
Alaaddin Keykubad zamanında, Malatyalı mimar Yakup Bin Ebubekir’e 1224 yılında
yaptırılmış.
Daha sonra yapılan onarımlarla plan ve mimarisi oldukça değişmiş. Kesme
taş ve tuğlaların ustalıkla kullanıldığı caminin eyvanının bütün cephesi firuze
ve patlıcan renkli çini mozaik bezemelerle kaplı.
Dört
ayrı devri yansıtan caminin tuğla minaresi kuzeybatı kısmında yer alıyor.
Ankara Etnografya Müzesi'nde yer alan, eğri kesim tekniğinde yapılmış camiinin
minberi 13.yy Selçuklu ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden biri.
Caminin önemli bir başka özelliği de
kaymakamlığın sayfasında şöyle açıklanıyor: "Büyük Selçuklu yapılarında
revaklı iç avlunun eksenine yerleştirilen dört eyvan vardır. Bunlardan girişin
karşısındaki diğerlerine nazaran büyük tutulmuştur ve mihrap önü kubbesi
bulunur. Büyük Selçukluların İran’daki camilerinde gördüğümüz (dört eyvanlı) bu
plan Malatya Ulu Cami’de tek eyvan uygulamasıyla Anadolu’daki tek örnektir."
İlçede görülmesi gereken bir başka tarihi bina
da Kanlı Kümbet. Adından da
anlaşılacağı gibi buranın pek sevimli bir hikayesi yok. Cellat-hane olarak
tanınan kümbet, aslında kripta odası bulunan bir anıt mezar.
1890'de yapıldığı tahmin edilen ve
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yörenin en güzel yapısı olarak belirlenen Poyrazlar Konağı, Ulu Cami'ye
yakınlığından dolayı Selçuklu çağı eseri olduğu sanılan Şahabiyye-İ Kübra
Medresesi ve Çermik Camii olarak
da bilinen tek kubbeli Sütlü Minare
Camii, Ulucami ve Şahabiye-i Kübra Medresesi ile bir bütünlük sağlayan
Halfetih Minaresi, sur içinde bulunan ve
sadece bir odası ayakta kalmış olan Zeynel Bey
Mescidi, kitabesinde Seyyit Ömer ve Şah Ali Bey tarafından
yaptırıldığı yazan ve 1998 yılında gördüğü restorasyonun ardından tarihi
özelliğini büyük ölçüde kaybeden Miralay Şah Ali
Bey Camii (Alacakapı Camii), H.996-m.1588 tarihinde, Miralay Hüsrev Bey
tarafından tamir edildiğini bildiren bir kitabesi bulunan Toptaş
Camii, şehir surlarının dışında bulunan Ahmet
Duran Mescidi Ve Türbesi, Kanlı Kümbet ile aynı güzergahta bulunan Nefise Hatun Kümbeti, Eski Malatya
kalesinin kuzey cephesinde, ‘’çatlak’’ denen mevkide bulunan Emir Ömer Mescidi Ve Türbesi, Selçukluların
yolcuların rahatlıkla namaz kılmaları için yol güzergahlarına
yaptırdığı Namazgah,,Kırkkardeşler
yolu güzergâhında yer alan 1582'de Malatya miralayı Hüsrev Bey tarafından
yaptırılan Karahan Camii, Şişman
Köyü'nün 2 km yakınında bulunan Şişman Han,
II. Selim dönemine ait olup, Battalgazi’de ayakta kalan eski ve ender
yapılardan biri olan Ak Minare Camii,
halk arasında Vaiz Baba Camii olarak bilinen, 1302-1380 tarihleri arasında
yaşamış olan Melik Sunullah ailesinin adıyla anılan Melik
Sunullah Camii gibi pek çok tarihi yapı bulunuyor.
Sur içinde, Ulu Cami ile Sıptırız sur kapısı
arasında bir bölgede bulunan Melik Sunullah
Camii'nin mescidinde üç yatır bulunuyor. Uyurken korkan,
korkulu rüyalar gören, uyuma güçlüğü çekenler korkularını yenmek
için bu yatırları ziyaret ediyor.
Battalgazi'nin Karahan mahallesinde, tamamen
kesme taştan, sekizgen köşeli, kubbesi bu sekizgeni tamamlar yapıda sivri bir
piramit şeklinde yapılmış bir kümbet bulunuyor. Selçuklu dönemine ait olduğu
tahmin edilen Sıddı Zeyneb Kümbeti'nin,
Battal Gazi’nin annesi ile eşinin isminin Zeynep olması sebebiyle, adını nereden aldığı tam olarak bilinmiyor. Halk
arasındaki inanışa göre bu yatır sevenleri kavuşturuyor, küskünleri barıştırıyor.
Yöre halkına "nereleri gezebiliriz"
diye sorduğunuzda size söyledikleri ilk yerlerden birisi de Kırklar Mezarlığı. Battal Gazi’nin şehit
olan kırk yakın arkadaşının mezarlığı olarak bilinen ancak daha sonra yapılan
kazılar sayesinde çok eski bir İslam medeniyeti mezarlığı olduğu anlaşılan bu
mezarlıkta, sonradan Abbasiler dönemine dayanan mezar taşları da bulunmuş. Mezarlıktaki
taşların birçoğu tahrip olmuş durumda, sağlam kalan bazı taşlarınsa Malatya Müzesi'ne
götürüldüğü söyleniyor.
Son 20 yıldır özellikle Adıyaman ve
Elazığ'dan göç alan Battalgazi'de Hasan Basri'nin
ve Zeynal Abidin'in
türbeleri de bulunuyor.