Translate

2 Haziran 2014

KADINLAR GEZİ'Yİ HATIRLATIYOR

Etkin Haber Ajansı / 30 Mayıs 2014 - Semiha Şahin'in haberi
'GEZİ'DE DEVRİM YAPMADIK AMA...'
Sosyalist Feminist Kolektif'ten Mehtap Doğan, kadınların Gezi direnişindeki rolüne dikkat çekti, “Gece geç saatlerde sokaklarda güvenli yürümenin, kamusal alanlarda özgürce ve eşit bir biçimde var olmanın, tacize, şiddete, gaspa uğramamanın tadına vardık. Direniş boyunca kendimizi sokaklarda, normalden daha güvende hissettik” dedi.




Kadınlar, Haziran isyanında sokağa çıkan kitlenin yarısını oluşturdu. Kadınlar, erkek egemenliğine, AKP'nin cinsiyetçi ve erkek egemen politikalarına karşı sokaklara çıktı, isyan etti. 




Sosyalist Feminist Kolektif'ten Mehtap Doğan, Gezi'de farklı yaşlardan, meslek gruplarından, sosyal sınıflarından pek çok kadının direnişte aktif yer aldığını hatırlattı. Doğan, "Kadınları aileye, eve mahkûm etmeye çalışan, kamusal alanları erkeklere ait kılan, kürtajı fiilen yasaklayan, en az üç çocuk doğurmamızı dayatan, erkek şiddetini besleyen, kadını esnek, güvencesiz ve ucuz emeğin kaynağı olarak gören, heteroseksüel tek eşliliği savunan, trans cinayetlerini, lezbiyenlerin ve biseksüellerin üzerindeki baskıları artıran AKP Hükümeti'ne öfkemizi dile getirmek için biz kadınlar da Gezi eylemlerinde aktif olarak yer aldık" dedi.




Mehtap Doğan direnişte sembolleşen kadınları anımsattı: "Direnişe katılanların yüzde 51'i kadınlardı. Taksim Meydanı'nda otururken kafasına gelen gaz fişeği nedeniyle aylarca yoğun bakımda kalan Lobna'nın, polisin yakın mesafeden yüzüne gaz sıktığı Kırmızılı Kadın'ın ve TOMA'nın karşısına geçip kollarını açan Siyahlı Kadın'ın yanı sıra, 'Bu maskenin altında fikir var, fikirler kurşun geçirmez' düsturuyla bir başkaldırı ikonu haline gelen V'nin maskesini başörtüsüyle birlikte takan, yaşına aldırmadan elindeki sapanı polislere doğrultan, 'kaç gündür izliyorum, hep kuru yiyorsunuz' diye Gezi'de kalanlara sıcak çorba taşıyan, topuklu ayakkabıları, mini etekleriyle gaz kapsüllerine tekme atan, üzerine sıkılan biber gazı ve tazyikli su nedeniyle ayakta bile duramazken polislere 'çok büyük yanlış içindesiniz, yapmayın, görevi bırakın, görevi bırakın!' diye bağıran, Vali Avni Mutlu ve İçişleri Bakanı Muammer Güler’in 'çocuklarınızı parktan alın' çağrısı üzerine Gezi'ye gidip çocuklarıyla direnen kadınlar gibi farklı yaşlardan, farklı meslek gruplarından, sosyal sınıflardan pek çok kadın direnişte aktif olarak yer aldı."










'DİRENİŞİN DİLİNE MÜDAHALE ETTİK'
"Gezi'de devrim yapmadık ama önemli kazanımlar sağladık" diyerek Gezi direnişini özetleyen Mehtap Doğan, kazanımları şu sözlerle anlattı: "Gezi direnişi feminist bir eylem değildi, ama feminist kadınların etkin olduğu bir süreçti. Direnişin diline sıkça müdahale ettik. Direniştekilerin eleştirisi hükümete yönelmişken, kadınların ve LGBTİ'lerin eleştirisi sadece dışarıya yani hükümete değil aynı zamanda içimize yani bizlerle birlikte direnenleredeydi. Her küfür edilişinde 'küfürle değil inatla diren', 'ibneye, kadına, orospuya küfretme' sloganlarını attık, duvarlardaki cinsiyetçi ve homofobik yazıları sprey boyalarla kapattık. 




Gece geç saatlerde sokaklarda güvenli yürümenin, kamusal alanlarda özgürce ve eşit bir biçimde var olmanın, tacize, şiddete, gaspa uğramamanın tadına vardık. Direniş boyunca kendimizi sokaklarda, normalden daha güvende hissettik. Gezi milliyetçilerin, Kürtlerin, homofobiklerin, LGBTİ'lerin, plaza çalışanlarının, anarşistlerin vb. aynı zeminde direnmesini mümkün kıldı. Kim olduğumuzu önemsemeden bir arada durmayı, dayanışmayı deneyimledik. Eylem pratiği olmayan insanlar sokakla tanıştılar. Haberlerin nasıl taraflı verildiğine, kendilerinden çapulcu, bir grup marjinal, yasa dışı örgüt üyeleri diye bahsedildiğine tanık oldular. Gördükleriyle duydukları çelişince basının ve hükümet temsilcilerinin ifadelerine mesafeli yaklaşmaya, sorgulamaya başladılar."



'SOKAKLARI TERKETMİYORUZ'
30 Mart yerel seçimleri sonucunun bir kriter olarak ele alınmaması gerektiğine dikkat çeken Doğan, "Gezi Direnişi'nin üzerinden bir yıl geçmesine ve artan polis şiddetine rağmen biz kadınlar sokakları, alanları, geceleri terk etmedik. Berkin Elvan'ı yitirdiğimizde de, Hrant'ın anmasında da, 1 Mayıs'ta da, Soma katliamında da sokaklardaydık. Seçimler pek çok insanın moralini bozmuş olsa da ben bunu bir kriter olarak görmüyorum. Gezi istediğimizde nasıl dayanıştığımızı, birlikte olduğumuzu ve 20 kişiyle başlayan Gezi nöbetlerini nasıl ülke geneline yayılan bir direnişe dönüştürebileceğimizi bize gösterdi. AKP politikalarını deşifre etmeye, hükümetin kadın emeği sömürüsünü açığa çıkarmaya devam edeceğiz" dedi.



 




Hiç yorum yok: