Translate

23 Ağustos 2014

Türkiye'nin en büyük höyüklerinden...



TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK HÖYÜKLERDEN BİRİ
ASLANTEPE HÖYÜĞÜ 


Malatya'nın 7 km. kuzeydoğusunda yer alan Aslantepe arkeolojik yerleşimi, Türkiye’deki en büyük höyüklerden biri. Fırat Irmağı'nın üzerindeki Karakaya Baraj Gölü'nün batısında bulunan höyüğe Orduzu ya da Battal Gazi ilçeleri üzerinden gitmek mümkün.



Anlatılanlara göre 30 metre yüksekliğindeki höyüğün mazisi MÖ 2 bin yıllarına dayanıyor. MS 5. ve 6. yüzyıllarda Roma köyü, daha sonra da Bizans nekropolü yani toplu mezar yerleri olarak kullanılan bu büyük yapı topluluğunun saray olduğu düşünülüyor.

 




Arslantepe’de ilk kazılar 1930’larda Louis Delaporte başkanlığındaki bir Fransız ekip tarafından yapılmış. 



 

Kazılarda taş üzerine alçak kabartma ile dekore edilmiş avlu ve giriş kapısının iki yanında iki aslan heykeli ve karşısında devrilmiş bir kral heykeli ile bir Geç Hitit Sarayı bulunmuş. 


 


Bu eserler o tarihlerde Malatya’da müze bulunmadığı için Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürülmüş. Kazı alanının girişinde sizi karşılayan aslan ve kral heykellerinin orijinalleri hala burada sergileniyor.



II. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız Arkeolog C.Schaeffer alanda birkaç derin sondaj açmışsa da sürekli kazılar 1961’de Roma La Sapienza Üniversitesi'nden bir ekip tarafından başlatılmış. 



Biz Aslantepe'ye gittiğimizde İtalyan arkeologlar ve antropologlar çalışıyordu. Ne yazık ki, kazı alanında bu kıymetli kalıntıları size hakkıyla anlatacak bir rehber bulunmuyor.



 Höyükte yapılan kazılar sonucunda;  MÖ 3.600-3.500 yıllarından bir tapınak, M.Ö.3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö.3600-3500’lere ait tapınak, iki bini aşkın mühür baskısı, ustalıkla yapılmış madeni eşyalar bulunmuş. 





Tüm bu buluntular o tarihlerde yerleşimin, aristokratik siyasi, dini ve kültürel bir merkez olduğunu gösteriyor. Tarım için çok uygun topraklara sahip olan bu yerleşimin, yerel bir hakim sınıf tarafından yönetildiği ve höyüğün Anadolu’daki ilk şehir devleti olma özelliği taşıdığı söyleniyor.



Bu kazı alanından en sık çıkan buluntu ise mühürler. Çeşitli malların depolanması ve nakliyesi sırasında kullanılan mühürler bu yapı kompleksinin yönetsel bir merkez olduğuna işaret ediyor. Saray kompleksinde ayrıca arsenikli bakır alaşımlı, gümüş kakmalı kesici-delici silahlar da bulunmuş. Bu buluntular ise Malatya Müzesi’nde sergileniyor.

Sarayın yakınında bulunan ve MÖ 2.900 olarak tarihlenen mezarın önemli bir kişinin (belki bir kralın) mezarı olduğu sanılıyor. Mezardaki zengin ölü hediyeleri ve mezarı kapatan taş kapak üzerinde bulunan kurban edilmiş dört gencin cesedi, bu mezarın bir kral mezarı olduğunu düşündürüyor.



Hiç yorum yok: